Rüyalarında uyananlara ithaf edilmiştir, 23.10.2014, 00:00, Güneş tutulur, ay yeniler
Bu dünyada bir rüyada olduğunu bilen nasıl bir hayat yaşar?
Herkes gibi yaşar...
Ancak herkes gibi duygulanmaz, algılamaz ve istemez...
Bilen kişi hayatın yani rüyanın akışına karışmaz,
hiçbir olayı, kimseyi yargılamaz...
Dünyanın hiçbir alanına ne maddi ne manevi hiç bir yatırım yapmaz,
hiç bir şeyden ve kimseden medet ummaz...
Hiç bir şeye bağımlı değildir, hiç bir ritüeli, dini, inancı savunmaz...
Hem yalnızdır, hem de tüm kainatı içinde barındırır...
Kitleleri yönetmez...
O hazır olduğunda öğrencisi onu bulur...
Salt boş bir testi misali sadece ikiliksiz olan HAKİKAT'e hizmet eder,
ikilikli yaşamlara gerçeklik vermez...
Kendi yaşamıyla örnek olur, öğretir gerçeği ama vaazlar vermez...
Kendi zihninde daima dünyanın ayartmalarının farkındadır
ve en yüksek dikkat ile onların ağına tekrar düşmemek için gayret eyler...
Bazen sendelese dahi O daima korunur...
Doğa onun için ikiliklerin aynasıdır ve ondan öğrenir
ama ona ne tapar ne de romantik duyguların eşliğinde ondan büyülenir...
O bilir, her şeyin ve herkesin tek bir ruhun yansıması olduğunu
ve ona göre tüm süslerden arınmış bir algı ile bakar dünyaya...
O bilir, dünyada olmuş ve olacak gibi görünen hiç bir şeyin GERÇEKLİKTE olmadığını
ve tüm görüngelerin bir illüzyon olduğunu.
Tıpkı çöldeki serap gibi...
O bilir, mucizelerin taşıyıcısı olduğunu ve onları ayrımsız bu dünyaya armağan eder...
O bilir, TEK OLANIN nefesi bir vahiy olarak indiğinde
zihnine Birliğin düğününün gerçekleştiğini
ve en üst “makamda” dünyaya hizmet etmesi gerektiğini...
O bilir, TANRI ile BİR olarak yeryüzünde iz sürdüğünü ve uyanışın çanlarını çaldırdığını...
Ve bu yola başını koymuştur, postunu bağışlamıştır
çünkü O bilir, ölen bedendir RUH olan sınırsız ve ebedidir...
ALINTIDIR
Bu dünyada bir rüyada olduğunu bilen nasıl bir hayat yaşar?
Herkes gibi yaşar...
Ancak herkes gibi duygulanmaz, algılamaz ve istemez...
Bilen kişi hayatın yani rüyanın akışına karışmaz,
hiçbir olayı, kimseyi yargılamaz...
Dünyanın hiçbir alanına ne maddi ne manevi hiç bir yatırım yapmaz,
hiç bir şeyden ve kimseden medet ummaz...
Hiç bir şeye bağımlı değildir, hiç bir ritüeli, dini, inancı savunmaz...
Hem yalnızdır, hem de tüm kainatı içinde barındırır...
Kitleleri yönetmez...
O hazır olduğunda öğrencisi onu bulur...
Salt boş bir testi misali sadece ikiliksiz olan HAKİKAT'e hizmet eder,
ikilikli yaşamlara gerçeklik vermez...
Kendi yaşamıyla örnek olur, öğretir gerçeği ama vaazlar vermez...
Kendi zihninde daima dünyanın ayartmalarının farkındadır
ve en yüksek dikkat ile onların ağına tekrar düşmemek için gayret eyler...
Bazen sendelese dahi O daima korunur...
Doğa onun için ikiliklerin aynasıdır ve ondan öğrenir
ama ona ne tapar ne de romantik duyguların eşliğinde ondan büyülenir...
O bilir, her şeyin ve herkesin tek bir ruhun yansıması olduğunu
ve ona göre tüm süslerden arınmış bir algı ile bakar dünyaya...
O bilir, dünyada olmuş ve olacak gibi görünen hiç bir şeyin GERÇEKLİKTE olmadığını
ve tüm görüngelerin bir illüzyon olduğunu.
Tıpkı çöldeki serap gibi...
O bilir, mucizelerin taşıyıcısı olduğunu ve onları ayrımsız bu dünyaya armağan eder...
O bilir, TEK OLANIN nefesi bir vahiy olarak indiğinde
zihnine Birliğin düğününün gerçekleştiğini
ve en üst “makamda” dünyaya hizmet etmesi gerektiğini...
O bilir, TANRI ile BİR olarak yeryüzünde iz sürdüğünü ve uyanışın çanlarını çaldırdığını...
Ve bu yola başını koymuştur, postunu bağışlamıştır
çünkü O bilir, ölen bedendir RUH olan sınırsız ve ebedidir...
ALINTIDIR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder