uyanış etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
uyanış etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Ocak 2015 Salı

uyAN yolcu

İnişlerim çıkışlarım
O kendimden kaçışlarım
Gidişlerim dönüşlerim
İçimdeki sır
O kısır döngülerim

Diye diye
Evrile evrile
Devinirken menzile
Gelir zam'AN
Kaçamaz çağrıyı duyan

Işte o AN
Ardarda dizilmiş döngüler
İçinden geçilen koridora döner
Bir dönem biter
Yenisi açılır...

UyAN yolcu
Tecrübeleri ÖZümse
Olan bitene gülümse
ÖZüne özlemle
Tüm varlıklara aşkla
ÖZveriyle
İnişlerin çıkışlarınla
Yürü akışta...

Bunları tut hafız'ANda:

"Dostum; güneşe bak, toprağa bak, suya bak, buluta bak; fakat, arkana bakma....
Kimin geldiği önemli değil, kimin gelmediği de...

Unutma, yolcu değişir, yol değişir, ama menzil değişmez.
Yolcuya bakıp, yolunu tanıma.
Yola bak, yolcuyu tanı, yolcu hakkındaki kıymet hükmünü ona göre ver.
Vahim olan, yolun yolcusuz olması değil;
Asıl vahim olan yolcunun yolsuz olmasıdır;
Yolsuz, hedefsiz, amaçsız, şaşkın, hercai ve seyyal.....
"En doğru yol: en dikensiz yoldur" diyenler seni aldatıyorlar.
Onlar, karanlık evlerinde kaybettiklerini sokak lambasının altında arayan şaşkınlardır.
Aldırma....
Ayağına batan dikenler, aradığın gülün habercisidir.
Dikenine katlanmaktan söz edenler, aşıkmış gibi davrananlardır.
Gerçek aşık olanlarsa, dikenini de sever.

Dostum, yollar yürümek içindir.
Fakat, şu gerçeği de hiç unutma:
Yürümekle varılmaz, lakin varanlar yürüyenlerdir.
Yol boyunca; yola çıkıp da yürümeyenleri,
Yola oturup, gelen-geçenin ayağına çelme takanları,
Yoldan metafizik uyuşturucularla keyif çatanları,
Tel örgülerle çevirdiği yolu kendisine zindan edip volta atanları,
Maratona 100 metre koşucusu gibi hızlı girip, 50. metrede yola yatanları,
Yürüyüşün uzun ve yolun zahmetli olduğunu görünce, yolculuk üzerine zar atanları,
Yürümeyi bırakıp, yol-yolcu ve menzil üzerine kalem oynatanları,
Ayağına batan tek bir dikenin faturasını çıkarıp, ömür boyu tafra satanları,
Beyaz atlı kurtarıcıyı gözlemek için ufka bakıp bakıp efkar dağıtanları,
Yanlış kılavuzlara kızıp yolu satanları göreceksin.

Aldırma, yürü.
Göğsüne yüreğinden başka muska takma.
Vahiy haritan,
Nebi kılavuzun,
Akıl pusulan,
İman sermayen,
Amel azığın,
Sevgi yakıtın,
Ahlâk karakterin,
Edep aksesuarın,
Merhamet sıfatın,
Şeref ve izzet adın olsun.

Doğru yol:
İnsanların çoğunun gittiği yol değildir, düşünen öz akıl sahiplerinin yoludur.
Yolda vereceğin her molayı öz eleştiri durağında vermelisin.
Unutma, tevbe özeleştiridir.
Her molada yolda olup olmadığını, yürümen gereken menzil istikametinde yürüyüp yürümediğini kontrol etmen, pişman olmaman için elzemdir.
Yön tayini sık sık gerekli olabilir.

Haritayı saklayabileceğin en güvenilir yerin yüreğindir."

Halil Cibran

Mutlu yolculuklar...

Bflex life in flux
Fenerbahçe@Tesadüf cafe 
20.01.2015


24 Ekim 2014 Cuma

Bu dünyada bir rüyada olduğunu bilen nasıl bir hayat yaşar ?

Rüyalarında uyananlara ithaf edilmiştir, 23.10.2014, 00:00, Güneş tutulur, ay yeniler

Bu dünyada bir rüyada olduğunu bilen nasıl bir hayat yaşar?

Herkes gibi yaşar...

Ancak herkes gibi duygulanmaz, algılamaz ve istemez...

Bilen kişi hayatın yani rüyanın akışına karışmaz,
hiçbir olayı, kimseyi yargılamaz...

Dünyanın hiçbir alanına ne maddi ne manevi hiç bir yatırım yapmaz,

hiç bir şeyden ve kimseden medet ummaz...
Hiç bir şeye bağımlı değildir, hiç bir ritüeli, dini, inancı savunmaz...
Hem yalnızdır, hem de tüm kainatı içinde barındırır...
Kitleleri yönetmez...
O hazır olduğunda öğrencisi onu bulur...

Salt boş bir testi misali sadece ikiliksiz olan HAKİKAT'e hizmet eder,

ikilikli yaşamlara gerçeklik vermez...
Kendi yaşamıyla örnek olur, öğretir gerçeği ama vaazlar vermez...
Kendi zihninde daima dünyanın ayartmalarının farkındadır
ve en yüksek dikkat ile onların ağına tekrar düşmemek için gayret eyler...
Bazen sendelese dahi O daima korunur...

Doğa onun için ikiliklerin aynasıdır ve ondan öğrenir

ama ona ne tapar ne de romantik duyguların eşliğinde ondan büyülenir...
O bilir, her şeyin ve herkesin tek bir ruhun yansıması olduğunu
ve ona göre tüm süslerden arınmış bir algı ile bakar dünyaya...
O bilir, dünyada olmuş ve olacak gibi görünen hiç bir şeyin GERÇEKLİKTE olmadığını
ve tüm görüngelerin bir illüzyon olduğunu.
Tıpkı çöldeki serap gibi...

O bilir, mucizelerin taşıyıcısı olduğunu ve onları ayrımsız bu dünyaya armağan eder...

O bilir, TEK OLANIN nefesi bir vahiy olarak indiğinde
zihnine Birliğin düğününün gerçekleştiğini
ve en üst “makamda” dünyaya hizmet etmesi gerektiğini...

O bilir, TANRI ile BİR olarak yeryüzünde iz sürdüğünü ve uyanışın çanlarını çaldırdığını...

Ve bu yola başını koymuştur, postunu bağışlamıştır
çünkü O bilir, ölen bedendir RUH olan sınırsız ve ebedidir...

ALINTIDIR