Aklı, merakı ve sorgulaması ile kendini ve evrenin sırlarını tanıma yolunda ürettiği bilim, felsefe, din, sanatları, kültürleri birbirine karşıt ve/veya ayrı gören mukayeseleri bırakarak, bilgileri birleştirerek çalışmalı, dışrak bilgiden manaya açılmalıdır. Ancak böylece daha yüksek, bütünsel ve derin kavrayışa genişleyebilir...
İnsanoğlu “herşeyin ölçüsü” olmadığını, “evrenin bir parçası” olduğunu idrak ettiğinde ve kendisini ve yaşamını evrensel yasalarla uyumlu hale getirdiğinde içindeki “ışık/aşk” daha kuvvetle yanacak ve hem kendini hem de çevresini aydınlatacaktır.
Akıl aklın terazisi olamaz, beşer şaşar...İnsanoğlu kendini bütünsel olarak ben merkezli zihin aynasından göremez.
Akıl, ona görüşünün dışında olanları gösteren sezgiler ve kalp kendisine rehberlik ettiğinde kanatlanır ve gölgelerle dolu labirentlerinde oyalanmaktan kurtulabilir.
Aklı ve kalbi birleştirmek ruhsal olgunlaşma yoluna düşen a'dem'lerin amelidir.. Cesaret ister. Her dem idrak ister...
Bilimler yetmiyor dünyayı iyi etmeye...ilime geçmeli...kendini bilmeli
Hermes'in öğrencilerine öğüdü şuydu:
"İlim kuvvetin, iman kılıcın, sukut da delinmez zırhın olsun.
"İlim kuvvetin, iman kılıcın, sukut da delinmez zırhın olsun.
Hakikati herkesin anlayış derecesine göre açıkla.
Ruh üstü örtülü bir nûrdur ki ancak Aşk ile ebedi olarak parlar; aşksız ise sönüp gider."ilk kaleme geliş tarihi 28.02.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder