21 Ekim 2015 Çarşamba

Işımak...

Karanlık ve aydınlık da zihnin bir karşıtlığı…
Karanlığın ötesi aydınlık demek yetmiyor artık...
Aydınlık varsa karanlık da var demiş olursun...
Daha ötesine geçmeli 
Işığın niteliği değildir aydınlık-karanlık.
Işık başka bir kökten gelir... Işıma yapan bir güçten, enerjiden, ışktan..evreni var eden aşktan.

Sorulur: Bizi aydınlatan Güneşe rağmen uzay neden karanlık ?
Üzerine yansıyacağı bir madde olmadığında ışık bizim için görünür değil de ondan...sebebi dalgaboylarından...algısal sınırlardan.

Maddesel tezahür ile aydınlık algılanır, eşzamanlı olarak maddenin gölgesi de oluşur, yani karanlık.
Ben giderim o gider, arkamda tin tin eder...
Maddeye düştükçe bu düalite tekeri dönmeye devam eder…

Işık kaynağına ermek, ışımak gerek…
Daha az madde-bağımlı olmak... öz'gürleşmek...

Mayanın oyunlarından biri bu aydınlık-karanlık...
Ötesine geçmeli…
E=mc2...Maddeyi enerjiye geri dönüştürmeli...
Pişmek ve yanmak pervane misali..

ugurbasakarpacioglu, mod'a, 21.10.2015






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder