Ah
Hikmetli adam, Ah Naz'ım...Akmışsın Kuvayı Milliye şiirinde coşkuyla kabarmış
yüreğinle...Nasıl bir "Muzaffer" deyiştir öyle...
Okumak dinlemek yürek titretti, amma şimdi orada Başkomutan Mustafa Kemal ve bizler için, yüzlerini tanımadığı insanlar için duyduğu aşkla, sevgiyle canını feda eden Adsız Kahramanlarla olmak vardı...
Onların örneklerini düşünmek, anlamak, onlara biraz olsun benzemek lazım...
Tarih hafızadır...Hafıza bilinci yaratır...Dününü bilmeyen yarın da olamaz...
Bu gün düşünelim...bu akşam sokaklarda bayrağımızı sallarken hissedelim...O kahramanların ruhuyla birleşelim...30 Ağustos Zafer Bayramı duygusallıkla yaşanıp kalmasın, duyguları düşüncelerle destekleyip eyleme geçirelim...
Ben yarınlar için neler yapabilirim? Kendimizden başlayarak inşa edelim...
Tarihe seyirci olmak yerine aktör olalım, kalbimizle, aklımızla, ellerimizle çalışalım...
Ali Onbaşı bir şimşek hızıyla düşündü
ve şu türküyü duydu :
«Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benziyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim...
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...»>
Nazım HİKMET 'in 30 Ağustos 1961' de bir radyo programında yaptığı konuşmadan alınmıştır.
Okumak dinlemek yürek titretti, amma şimdi orada Başkomutan Mustafa Kemal ve bizler için, yüzlerini tanımadığı insanlar için duyduğu aşkla, sevgiyle canını feda eden Adsız Kahramanlarla olmak vardı...
Onların örneklerini düşünmek, anlamak, onlara biraz olsun benzemek lazım...
Tarih hafızadır...Hafıza bilinci yaratır...Dününü bilmeyen yarın da olamaz...
Bu gün düşünelim...bu akşam sokaklarda bayrağımızı sallarken hissedelim...O kahramanların ruhuyla birleşelim...30 Ağustos Zafer Bayramı duygusallıkla yaşanıp kalmasın, duyguları düşüncelerle destekleyip eyleme geçirelim...
Ben yarınlar için neler yapabilirim? Kendimizden başlayarak inşa edelim...
Tarihe seyirci olmak yerine aktör olalım, kalbimizle, aklımızla, ellerimizle çalışalım...
Ali Onbaşı bir şimşek hızıyla düşündü
ve şu türküyü duydu :
«Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benziyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim...
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...»>
Nazım HİKMET 'in 30 Ağustos 1961' de bir radyo programında yaptığı konuşmadan alınmıştır.
Şiirin tamamı için : http://www.youtube.com/watch?v=6r0yeidJzeI&feature=youtu.behttp://www.siir.gen.tr/siir/n/nazim_hikmet/kuvayi_milliye.htmhttp://www.siir.gen.tr/siir/n/nazim_hikmet/kuvayi_milliye.htm
Sevgili Başak, Zafer Bayramımız kutlu olsun.En iyi dileklerimle.
YanıtlaSilÇok teşekkürler Aheste Hanım, hepimize kutlu olsun...Daha güzel yarınlar dileğiyle...
Sil