Arzusuz olmak tatmin olmaktır. Ancak tatmin olmak mutluluk değildir. Ve tatmin varsa gelişme yoktur. Mutluluk, bir şeyi arzulamak, bunun için çalışmak, ve bunun en azından bir kısmını elde etmektir. Sevilen işin peşinde geçirilen yoğun günler neşeli meşguliyetlerle ve sakin geceler huzurlu bir uyku ile doludur.
"For labor born of desire is not drudgery, but mainly play. Success brings hope, hope inspires fresh desire, and desire gives zest to life and joy to labor. This is true whether your days be spent in the palaces of the powerful or in some little green byway of the world."
Arzudan doğan emek angarya olmaz, daha çok bir oyundur. Başarı umut verir, umut taze arzu ilham eder, arzu yaşama keyif katar ve emeğe coşku ve neşe katar. Günlerinizi güç merkezlerinin saraylarında veya dünyanın az bilinen bir yerindeki yeşillikler içinde de geçirseniz gerçek budur.
"Therefore, while yet you have the strength, cherish a desire to do some useful work in your little corner of the world, and have the steadfastness to labor. For this is the way to the happy life; with health and endearing ties, it is the way to the glorious life."
Bu nedenle, henüz gücünüz varken, dünyanın üzerindeki size ait küçük köşenizde bazı yararlı işler yapmak arzusu besleyin ve emeğinize sadık olun. Çünkü bu mutlu yaşamanın yoludur; sağlıklı ve sevgi dolu bağlar ile...Bu onurlu bir yaşam yoludur.
Max Ehrmann 1872 - 1945
Max Ehrmann, a poet and lawyer from Indiana, USA, wrote famous Desiderata in 1927. Meaning “things that are desired".
Max Ehrmann, amerikalı bir şair ve avukattır. Ünlü Desiderata şiirini 1927'de yazmıştır. Desiderata : İngilizce "desire=arzu"dan, arzulanan şeyler anlamında.
Labor : 1. Emek, çaba, iş 2. Doğum sancısı
Labor kelimesi etimolojik olarak Labrys ve Labranda kelimeleriyle ilişkilidir.
Labrys, çift taraflı baltadır. Kudret, güç ifadesidir. Bir tarafı dış, fiziksel dünyadaki çalışmayı, diğer tarafı iç dünyamızdaki metafiziksel çalışmayı, kişiliğin şekillendirilmesini anlatan bir semboldür.
Çalışmak, bir erdemdir. Çalışmak, kendimizi ve dünyayı daha iyi yapmak için yüksek bir hayali, bir ideali gerçekleştirmek için faal olmaktır.
Kalpten yapılan işler, insanı dönüştürür, kendini tanıma yolunda nice iç dehlizlerin keşfine sebep olur. Kalpten yapılan işler, akıl ile yapılan organizasyonu daha yüksek bir sezgisel zeka ile besler, dış engellerin aşılmasını destekleyen güçleri ortaya çıkarır. Kalpten yapılan işler, ellerin, bedenin yükünü hafifletir...Eldeki baltayı ışıldayan bir meşaleye dönüştürür...
Bir erdem olarak çalışmak, içimizdeki güçleri uyandırabilecek bir anahtardır, aklı-kalbi-elleri birleştirir ve böylece iradeyi, zekayı ve sevgiyi kanalize etmemizi ve maddeye şekil vermemizi sağlar.
Labranda, Muğla ili, Milas ilçesinin 14 km uzağında, Karyalılar için çok önemli olmuş, çift baltalı tanrı Zeus Labraundos (Ζεὺς Λάβρανδος) kültünün kökeni olan merkezdir.
Labranda kelimesi Labyrinth= Labirent'in etimolojik kökenidir.
Grek mitolojisinde labirent (labyrinthos) Minos Kralı Daedalus'ın Girit adasında Knossos'ta canavar Minotaur'u tutabilmek için yaptırdığı özel bir yapıdır. Thezeus mitosu, bu labirente girerek (kendi derinlikleri ve kişiliğinin karanlıkları) çift taraflı baltasıyla Minotaur'u (düşkün nefsini, kişiliğinin kusurlarını) öldürerek zafer ile cehenneminden çıkan kahramanı anlatır.
Labirentin stilize edilmiş hali "meander" motifidir ve kadim bir sembol olarak zamanın içinde pek çok yerde karşımıza çıkar. Meander sembolü, adını kıvrıla kıvrıla kilometreler katederek Ege Denizi'ne dökülen Menderes nehrinden alır. Büyük Menderes nehrinin doğduğu dağların eteklerinde tarihte bir keşfe çıktığımızda, tam da bu bölgede kurulmuş antik kent Labranda'yı (Labirent ve Labrys'ın kökeni) bulmamız tesadüfler olmadığını kanıtlar...
İşlerini ve günlerini*, iç ve dış keşfe ve keyfe dönüştürebilen insAN labirentinden çıkışın akışındadır...
Mutlu çalışan (hedefine varamasa bile) o yolda olmanın keyfiyle emekler...
Mutsuz çalışan emeklilik bekler...
Akan su yosun tutmaz.
İş’leyen demir pas tutmaz.
Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz...
* İşler ve günler ( Erga kai Hemerai) Heseidos. M.Ö 8.yy'da yaşamış Yunan ozanın en önemli epik iki eserinden biridir. Hesiodos, kardeşi Perseus'a çalışmanın ve adaletin erdemlerini göstermek
için "İşler ve Günler"i yazmıştır. Bu mitolojik eser, Eris (geçimsizlik) ile Dike(Adalet) arasındaki kavgayla başlar. İlk bölümde, Hesiodos kardeşine, demir çağından bu yana çalışmanın neden tüm insanların ortak yasası olduğunu anlatır, ikinci bölüm, ev idaresi, çiftçilik ve gemicilik işleri üzerine öğütleri içerir ve Perseus'a yılın her mevsiminin kendine özgü etkinlikleri olduğunu kanıtlamaya çalışır. En son bölümse, yılın hangi günlerinin hangi işler için elverişli olup olmadığını gösteren bir takvimi kapsar.
Heseidos'un diğer önemli eseri olan Tanrıların Doğuşu ( Teogoni) de evrenin, dünyanın, yaratımın ve varoluşun kökeni üzerinedir. Bu eserlerde insanlığın beş çağı, Horalar (mevsimler) ve Moiralar ( yazgılar), Pandora'nın kutusu, Prometheus gibi insanlığın kollektif hafızasına dair çok önemli sembolik anahtarları buluruz.
"It has been a hard days night" Beatles
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder